Page 107 - Sağlık ocak

haber S ğlık

Geçen sene yayınlanan SUT Tebliği ile anestezide ücret- da alınacaktır. Cerrahi ekibi yönlendirirsiniz. Cerrahlar
lerin yüzde 25 düşürülmesinin kendilerini çok üzdüğü- cesur davranır, ‘ben ameliyat ederim’ der ama sonunda
nü ifade eden Prof. Dr. Ömer Kurtipek, “Geçen sene bir anestezistin önüne gelir. Bizim bakımımıza, takibimize
SUT tebliği yayımlandı ve tek kalemde anestezi ücretleri ihtiyaç duyar. Ameliyat başarılı olsa bile hasta kaybedi-
yüzde 25 azaltıldı. Gerekçesi yok. Hepsi yüzde 25 azal- lebilir. Onun için mutlaka anestezist görmeli, değerlendir-
dı. A’dan Z’ye bütün anestezi işlemlerini yüzde 25 azalt- meli. Her şeyi normal olabilir ama insan korkar, anksiyete
tılar. Biz bunu idare davalar kuruluna götürdük, vicdan- duyar, ilk defa ameliyat olacaktır. Nasıl olacak! Ameliyat
lı ve düzgün hakimlerimiz de var, yürütmeyi durdurma haneye girecek buz gibi ameliyathanede üstü başı çıkarıl-
kararı çıkardık. Gerekçe şu; bu yapılırken Sağlık Bakanlı- mış üstünde incecik bir örtü, çekinir, tanımadığı insanlar
ğı’nın görüşü alınmamış. SGK yapıyor. İkincisi; gerekçe- etrafında. Onun için ameliyat öncesi sakinleştirmek için
siz işlem tesis etmişler. Gerekçen yok. Dese ki ‘kardeşim birtakım ilaçlar kullanırız. Bu ilaçlarla hastanın kaygısını
anestezi için 10 lira veriyoruz yurt dışında bu 2 lira’ böyle anksiyetesini gideririz. Hastanın sakin bir şekilde ameliyata
bir örnek verip çalışma yapsalar gerekçe olacak. Yürüt- girmesi lazım. Sakin uyuyan hasta sakin de uyanır. Bağı-
meyi durdurma verdiler. Ama esas dava ediyor muhteme- ra çağıra uyuduysa uyanırken de sıkıntı yaratabilir.” dedi.
len kazanacağız. Çünkü yüzde 25 ciddi bir oran. Bana 4 “YA UYUYAMAZSAM” YANLIŞ SORU
liranın 1 lirasını vermiyor. Bana vermediği parayı diğer
branşlara veriyor. SGK’nın ödediği para değişmiyor bu Hastalarda oluşan, uyuyup uyanamama korkusu ile ilgi-
iş barışını da bozuyor. li ise Doç. Dr. Jülide Ergil ise bir anısını anlatarak şunları
Bizim anestezi olarak acilde, yoğun bakımda, ameliyat- söyledi: “Bir hastam vardı, onun da derdi ‘ya uyuyamaz-
hanede, mavi kod, hastane içindeki resüsitasyonlar, kalp sam.’ Aslında onun kökeninde de uyuyamazsam, konuşur-
solunum durmalarına biz gidiyoruz, sıkıştığında acil ser- sam, bir takım gizli şeylerimi söylersem gibi korkular yatı-
viste çalıştırılıyor, sıkıştığında kan bankasında çalıştırıyo- yor. Erkeklerde daha belirgin bir durum. Defalarca söyledim
ruz. Hastane içinde ayak basmadığımız yer yok. Bu kadar hastaya, 7-8 kere söyledim. Bu arada hastaya sakinleşsin
özverili çalışan anestezi uzmanı ‘niye’ diye sorgulamaz, diye ilaç verdiğimiz için sarhoş gibi olur. Hatırlamıyor öyle
gider. Orada yapacağı göreve kendi branşı ile ilgili ise de bir etkisi var verdiğimiz ilacın. Söylüyorsunuz tamam
gider. Dahiliyecinin nöbetini tutar. Acil tıbbın nöbetini tutar. diyor sonra unutuyor, sorduğunu bir daha tekrar soruyor,
7-8 defa. Yanlış soru soruyorsunuz dedim; ‘ben hiç uyuya-
“ENİNDE SONUNDA HAKKIMIZI mayan görmedim de uyanmayan gördüm’ dedim.”
ALACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM” Prof. Dr. Ömer Kurtipek, günümüzde anesteziden ölüm
Şuanda Sağlık Bakanlığı ve SGK ile beşe yakın davala- oranının yüz binde bir olduğunu söyleyerek, “Bizim asis-
rımız devam ediyor, insan üzülüyor. Bu kadar canla başla tanlığımızda 1980’li yılların sonunda anesteziden ölüm
fedakarca çalışan bir grubun, mesai saati kavramı yok, oranı 10 binde 6’ydı. 3’ü insan hatasından, dikkatsizlik-
12 saat çalışan asistanlarımız, uzmanlarımız var, böyle ten 3’ü de anestezi ilaçlarından. Günümüzde bu oran yüz
bir grubun hakkının yenmesi üzüyor bizi. Biz asistanla- binde bir. Bu oranlar bizde de böyle. Gazi Üniversitesi’nde
rımızla beraber 8500 kişilik bir orduyuz. Böyle bir gruba günde 50 bin ameliyat yapılıyor 2 senede bir bazen senede
böyle bir haksızlık yapılmasını doğru bulmuyoruz. Huku- bir olabiliyor. Neden oluyor? Hastanın alerjisi var mese-
ki süreçte devam ediyor. Eninde sonunda hakkımızı ala- la, özellikle alerjiyi sorgularsın. Hasta bunu söylemeyebi-
cağımızı düşünüyorum.” diye konuştu. lir ama ısrar ederiz, bir ilaç yapıldığında ‘baygınlık oldu
Anestezi ve reanimasyon uzmanlarının görünmeyen kah- mu, cildinde kabar oldu mu’ diye sorarız. Hasta o zaman
ramanlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ömer Kurtipek, “Ön söyler. Alerjin var mı diye sorduğumuzda yok der. Diğer
planda değiliz. Hasta, hasta yakını tanımaz. Orada bütün türlü sorduğunuzda ‘bana bir antibiyotik yapılmıştı her
işi götüren, ameliyat sırasında hastanın hayati fonksiyo- tarafım kabarmıştı’ diye hatırlar. Not alırız, hangi antibi-
nel takibi anestezistin elindedir. Cerrahi ekip zaten ame- yotikse onu buluruz kullanmayız. Bulamazsak başka yön-
liyatını yapar, gereğini yapar bitirir gider ama hastanın temlere başvururuz. Daha çok ameliyat esnasında bu ilaç-
ameliyat öncesi hazırlanması, ameliyat sırasındaki haya- ların alerjik reaksiyonlarından hastalar kaybedilebiliyor.
ti fonksiyonların takibini biz yaparız. Ameliyattan sonra Bir de hastaların yeterli hazırlanmamasından kaynaklana-
yine anestezistin görevi bitmiyor. Tüm bu süreçte aneste- biliyor. Hastanın zaten tansiyonu yüksek, kalp rahatsızlı-
zistin görevi var. Biz hastalarımızı tanımak isteriz. Has- ğı var ama kardiyoloji tetkik etmemiş anjiyo yapılmamış.
taların da anestezi uzmanın seçmesi lazım; kim uyuttu? Siz de bir şey olmaz diye alırsanız hasta ameliyathanede
Kim anestezi verecek bunu bilme hakkı var. Farkındalı- kalp krizi geçirir. Ölümlerde bunlardan oluyor ama yüz
ğı arttırmaya çalışıyoruz ama henüz istediğimiz seviyede binde bir ölüm olabiliyor, penisilin alerjisinden de mil-
değil. Ameliyat öncesi hastaların nabzı, tansiyonu, şekeri, yonda bir olduğu söyleniyor. Bize göre yüz binde 1 çok
solunumu, ateşi bunların normal olması lazım. Onun için iyi ama hasta yakınana göre yüzde yüz. Hasta yakını diyor
mutlaka anestezi uzmanının değerlendirmesi lazım. Bun- ki ‘yüz binde bir ama beni nerden budunuz’ diye mahke-
lar normal değilse normalleşene kadar bekletmek gerekir meye verecek. Onun için eğitimlerimizde bunları vurgu-
ama acil vakalar bunun dışında. Acil vakalar her halükar- luyoruz.” şeklinde konuştu.

2020 Ocak / 105