Page 6 - Eylül 2019
P. 6
Basyazı
.
Mustafa DAŞCI
mdasc @sagl kyay nc l k.com.tr
Sağlık
90’lı Yıllara Geri
Dönüyor
1990’lı Yıllarda satılan malın bedeli 30-45 gün içerisinde alınabiliyordu. Ancak o zamanlar da
istediğin ürünü bulamıyordun. Sağlık hizmetini parası olan bugünkünden daha rahat alıyordu. Hekim-
lerin çalışma süreleri uzundu. Hastane mesaisi bitince muayenehane mesaisi başlıyordu. Muayene-
haneler kalktı, performans sistemi başladı. Sağlık hizmet sunumu mekanikleşti. Hekim muayeneha-
neden kaybettiği parayı alabilmek için kapasitesinin üzerinde hasta bakmaya başladı. Tanı ve teşhis
cihazları sonuna kadar kullanılıyor. Önceden bütçeden karşılanan bedeller artık döner sermayeden
karşılanıyor.
Hastane yönetimi kanunlar çerçevesinde hastalardan, diğer cari açıklarını da tıbbi cihaz fi rmala-
rından indirimle kapatıyor. Üniversite, kamu ve özel hastaneler tıbbi cihaz fi rmalarının alacaklarını
kendilerine sermaye olarak kullanıyor. Fedakar tıbbi cihaz sektörü, bu işten başka yapacak işi olma-
yan, bu işi kendisine meslek edinmiş insanlar devletin fi nanse etmesi gereken sağlık sektörünü bütün
mal varlıklarını bankalara ipotek ettirerek sağlık hizmet sunumunu tek başına göğüslemiş durumda.
Firmalara ödenmesi gereken paraları hastane yöneticileri çalışanlara döner sermaye olarak dağı-
tıyor. Biz de tekrar hastaneye mal vermek için kredi kullanıyor mal veriyor, krediyle SGK pirimi ödü-
yor, vergi ödüyoruz. Ödenmezse ihaleye giremiyoruz.
Adım Adım Kaos
Osmanlı’nın duraklama döneminden itibaren devlet adına kurulmuş bazı kuruluşlar ve dışarıdan
ülke içinde oluşturulan STK’lar el birliği ile Osmanlı’nın çöküşünü hızlandırmışlardı. Cumhuriyet
tarihinden itibaren de merkezi yurt dışında bulunan STK’lar, ülkenin ekonomik kaynaklarını yönetti
ve ülkemizi ithalata bağımlı hale getirdi. Bunu sağ iktidar döneminde de de sol iktidar döneminde de
bu STK’lar kendi üyeleri sayesinde ülke ve ekonomide de STK’ların çıkarlarını korumuş ülke yöneti-
minde de söz sahibi olmuşlardı. Ta ki 2002’ye kadar. 2002’den 2007’ye kadar devlet adına çalışılmış
ve ülke her alanda başarılı olmuştu. Ancak, bunu gören tarikat grupları ülke yönetiminde ve ekono-
misinde de etkili olmaya başladılar. Hala da yurt dışı kaynaklı STK ve yurt içi tarikat grupları etkili.
Tıbbi cihaz sektörü açısından 1990’lı yıllar bugünden daha iyiydi. Devlette kararlılık vardı ve
borcunu ödemek istiyordu. O kadar enfl asyona rağmen. Bugün sağlık hacimsel olarak büyüdü ancak
artık hastalar telerandevu ve internetteki kişisel başvurulardan randevu alamıyor ve sabah 6’da has-
tanede sıraya girmesi gerekiyor. 1994’deki devalüasyon da sağlık ekonomisi ve tasarrufl a ilgili sem-
pozyumda, sağlıkta tasarrufun olmayacağını sağlıkta verimli kaynak kullanımının olması gerektiği
ile ilgili deklarasyon yayınladık. Sağlık Bakanlığı da buna uymuş ve uygulamıştı. Şimdi 2004-2008’e
kadar sağlık hizmeti sağlık ekonomisi üretim ve ülke ekonomisi gayet iyiydi. Zaman zaman yenilikle-
re ayak uydurmakta sıkıntı yaşadık ancak ekonomik sıkıntı bu derece değildi. O tarihten bugüne fi r-
maların paraları ödenmediği gibi ürettiklerini ve ithal ettiklerini ticarileştirmek için iş gücü ve eko-
nomik maliyetleri de arttı.
Üretimden dolayı ithal fi yatları rekabete girerek ekonomik hale geldi. Ancak ithal için de üretim
için de artık sağlık ekonomisi iyileşmezse hacimsel büyümenin yıkımı kolay ve büyük olur.
GSS genel müdürü bizi çok şaşırttı. Yerlinin pazar payına göre ürün adeti belirlenmiş ve yüzde 8’ine
zam yapılmış. İthalin yüzde 80’nine zam yapılmış. Bunun yanlış olduğunu bildirince, ‘Sağlık Bakanlı-
ğı temin edemediği ürün listesini bildirdi onlara zam yaptık’ dediler. Yani SUT güncellemesinin amacı
yerli fi rmaların, ithal fi rmaların mağduriyetinin giderilmesi değil fi yatı düşük olduğu için piyasadan
çekilen ithal ürünleri tekrar alabilme adına fi yatlarını arttırmak. Taktiri ve yorumu size bırakıyorum.